"Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hâkime, hele ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı."

Kim olduğunu, ne zaman yaşadığını, var olup olmadığını bile bilemediğim, kısacası ne ayak olduğunu tespit edemediğim Molierac’a atfedilen bu söz gerçekten söylendi mi acaba? Yoksa bunu söylemiş bir avukat olmalı inancıyla uyduruldu mu? Bu başlı başına bir mesele ancak; bugün bu sözü birçok avukat meslektaşımızın paylaşacağı muhakkak.

Pekiyi ama acaba kaç tanesi inanacak bu söze?

Daha mesleğe başladığı ilk gün emeğinin ve bilgisinin sömürüldüğü hissine kapılmayan, acaba biri isterse nasıl rüşvet vereceğim endişesi taşımayan kaç stajyer avukat vardır acaba?

Kaç avukat, stajyerini, tahakküm edebileceği ve gönüllü köle olarak kullanabileceği insan olarak değil de yarınki meslektaşları olarak görmekte?

Kaç idealist hukukçunun zihni, bozuk adalet mekanizmasının bir çarkı haline dönüşen ilgisiz ve bilgisiz hukukçuların kurup işletmekte ısrar ettikleri sistemi değiştirmeye kalktıklarında, “bu işler senin bildiğin gibi değil, fakülteyi unut, teori başka uygulama başka” tarzındaki sözlerle bulandırılmamıştır?

Kaç baro gerçek anlamda meslek etiğini ön plana çıkararak erdemli olma kavgası vermekte, ideolojik ve politik saplantılar ile bir yerleri tutma telaşı dışında, adalete taraf olan gerçek hukukçular yetiştirme ve meslek ilkelerini ayakta tutma gayreti içindedir?

Buradan tüm avukat meslektaşlarıma sesleniyorum. 
Saygı görmek istiyorsanız saygın olmak zorundasınız. Hukukçu kişiliğinize yakışır bir imaj çizmelisiniz.

Örneğin, adliyelere gittiğinizde, memurundan mübaşirine, fotokopicisinden vestiyer görevlisine kadar herkesin size saygı göstermesi için hâkimlerle, savcılarla eşit konumda olduğunuzu içselleştirmek ve bunu hissettirecek şekilde davranmak zorundasınız.

Makale ve kitap okumadan, sadece “emsal karar kopyala yapıştır”ı üzerine kurulmuş, hukuki dayanaklardan öte hikâyelere dayanan dilekçeler yazmamalısınız. Çünkü hukuk, bilgi ve vicdanla olgunlaşır, söz ve yazıyla ifade edilir.

Müvekkilinize “çakal avukat” imajı değil, hukuku bilen ve hukuki bilgisi sayesinde sonuçtan emin olan avukat imajı çizmelisiniz.

Avukatların meslek onurunu ayakta tutabilecek ve eleştirilen hukuk sistemini düzeltebilecek yegâne meslek grubu hiç şüphesiz avukatlıktır.

Unutmayalım ki, kötü olandan daha kötü olan, kötüyü kanıksamaktır.

Kötüyü kanıksamayan, adaleti bilgisi ve vicdanıyla savunan onurlu ve ahlaklı avukatların avukatlar gününü kutlarım.

                                                                                                 K.O.A.
                                                                                          05 Nisan 2016