• https://www.facebook.com/kahan.onur.arslan
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905555979292
  • https://www.twitter.com/kahanonurarslan
  • https://www.instagram.com/kahanonurarslan
  • https://www.youtube.com/@kahanonurarslan

TBMM'nin 29.07.2015 tarihli olağanüstü toplantısı üzerine...


TBMM'de  bugün tatiline ara verip  "Son günlerde ülkemizde yaşanan terör olaylarının, Suriye politikası başta olmak üzere son yıllardaki dış politika tercihlerinden kaynaklandığına ilişkin yaygın ve ciddi bir kanaat oluştuğu" ve "ülkemizde giderek tırmanan terör olaylarının nedenlerini araştırmak ve gerekli etkin tedbirleri bir an önce almak için Parlamentoda bütün siyasi partilerin bir araya gelmesi ve görüşlerini ortaya koyması" gerekçesiyle, olağanüstü bir toplantı yapabilmiştir.

Peki bu "olağanüstü" toplantıda ne yapabilmiştir Meclisimiz? Cevap, HİÇBİRŞEY. Ama pardon, tutanaklara göre tam 24 sayfa konuşmuşlar.   Bir umut, oturup okuma gafletine kapıldım tutanakları. Bir kez daha içim acıdı, yapılana değil, yapılmayana yine.

Meraklısı için, bugüne dair notlarım ve çıkarımlarım şunlardır:

1. CHP, "Toplumsal barışımızı tehdit eden ve yurttaşlarımızın yaşamına kasteden terör olaylarının tüm boyutlarıyla görüşülmesi ve gerekli etkin tedbirlerin alınabilmesi için" bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin bir önerge vermiştir.

Bakınız, gerekçe tırnak arasında, lütfen tekrar okuyunuz. Yani şimdi bu gerekçeyi gören biri der ki "ne güzel işte somut bir adı atacak Meclisimiz" değil mi? İşte ben de öyle dedim. Demez olaydım…

2. AKP adına söz alan Bülent Arınç demiş ki "Sadece şiddetle, silahla terörle baş etmek mümkün değildir. Mutlaka siyasal, sosyal, psikolojik tedbirleri de almak suretiyle hem PKK terörünü hem de bütün terörleri ancak bitirebiliriz."

Yahu ne güzel demiş dedim kendi kendime. Demek ki, AKP de terör belası karşısında rasyonel ve çok yönlü bir tavır sergileyecek, diye düşündüm. Safmışım…

3. MHP adına konuşan Oktay Vural demiş ki; "Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, terörle mücadeleyi komisyona ve deklarasyona değil, millet iradesiyle mücadeleye bağlıyoruz. Tavrımız budur…"

Hayda… Bu ne şimdi dedim içimden. Bir daha okudum. Oturmadı kafamda bir şeyler bir daha okudum. Adam diyor ki, "biz, terörle mücadeleyi millet iradesiyle mücadeleye bağlıyoruz" Bu adam millet iradesi denilen şeyi ne sanıyor ki, "vurunca ses gelen, dokununca yakan, düşünce kırılan bir şey falan mı?

Millet iradesi dediğin şeyin somut hali Meclis değil mi arkadaş. Sen Meclis'te, komisyon kurmam, araştırma yapmam, kısaca parlamenter demokrasinin araçlarını kullanmam ama "millet iradesi" söylemini dilimden düşürmem deyince komik oluyor yani.

Hayır iktidar ortağı olsan, sorumluluk alsan, millet iradesinden öyle bahsetsen yine anlayacağım da, ona da yanaşmıyorsun ki. Çıkamadım işin içinden…

4. Bu günkü olağanüstü toplantının en içime dokunan tarafı neydi biliyor musunuz? Samimiyetine güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz ayrı mesele (şahsen ben güvenmiyorum) ama  aklıma ve gönlüme en çok hitap eden cümleleri yine HDP söylemiş.  

Mesela  Osman Baydemir demiş ki: ,

"bizim açımızdan Suruç'ta katledilen kardeşlerimizin yaşam hakkı nasıl kutsalsa, Ceylânpınar'da uykudayken cinayete maruz kalan, katledilenler de aynı şekilde yaşam hakkına sahiptir ve kardeşlerimizdir." 

Başka ne demiş?

"Rabb'im şahittir ki, beni de sizi de yaratan Rabb'im şahittir ki bütün dünya iktidarları, benim ve arkadaşlarımın vekilliği bin kere bir askerin, bir polisin, bir gerillanın yaşam hakkına, bir sivilin yaşam hakkına binlerce kez kurban olsun".

Şimdi, bu cümlelere katılmamak mümkün mü? Benim açımdan değil şahsen. 

Biraz uzattım ama dostlar, bu günkü toplantının özeti de aslında yine tutanaklarda yer alıyor. Hangi parti tarafından söylenmiş olabileceğini yazının sonunda ben söyleyeceğim ama önce siz tahmin etmeye çalışın.

"Gerçekten bugünkü görüşmelerden büyük bir hicap ve hayal kırıklığı duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Dışarıda devreden çıkan rasyonel aklın maalesef Mecliste de devreden çıktığını üzüntüyle buradan ifade etmek istiyorum. Bu kadar sancılı bir süreçte beklenti, burada rasyonel birtakım tartışmaların yapılması ve ülkede oluk oluk akan kanı durduracak çözüm önerilerinin somutlaşmasıydı. Hatta biz … olarak, bu tartışmaların birkaç gün ardışık olarak devam edecek Genel Kurul oturumlarında mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ve Türkiye'nin içerisine girmiş olduğu bu savaş girdabından, bu çıkmazdan bir an önce çıkmasıyla ilgili Meclisin sürece müdahil olması gerektiğini ifade etmiştik ama maalesef burada siyasi partiler birbirine laf yetiştirme ve demagoji üzerine tartışmalar yapmanın peşine düştüğü için elimizde hiçbir somut kazanım olmadan, bütün toplumumuzu, bütün halkımızı hayal kırıklığına uğratarak Genel Kurulu bitireceğiz. Bu, son derece büyük bir talihsizliktir."

Sizce kim söylemiş olabilir bu sözleri. Evet bildiniz, yine HDP… Güler misin ağlar mısın, tam bir ironi yaşıyoruz...

                                                                                                  K.O.A.
                                                                                          29 Temmuz 2015